TBMM Lideri Mustafa Şentop, İngiliz Kraliyet Ailesi’nden ayrılarak ailesini ve sarayı gaye Meydan Prens Harry’nin otobiyografik kitabı hakkında şaşırtan açıklamalarda bulundu. Spare isimli kitabında “Afganistan’da misyon yaptım. 25 kişiyi öldürdüm. Onları insan olarak görmüyordum” diyen Prens Harry’e reaksiyon gösteren Şentop, insan haklarının kıymetine vurgu yaptı.
İngiliz Kraliyet Ailesi’nin asi üyesi Prens Harry, 2020 yılında Kraliyet Ailesi’nden ayrılarak eşi ve çocuklarıyla Bir arada ABD’ye taşınma kararı almıştı. Çeşitli röportajlar, podcastler, açıklamalar ve belgeselle gündemden düşmeyen Harry, nihayet olarak yeni kitabı ‘Spare’ ile isminden Laf ettirdi. Çocukluk yıllarında yaşadığı travmalardan aile sırlarına kadar bilinmeyen bütün ayrıntıları birinci Kez anlatan Harry’nin kitabında kullandığı ‘Afganistan’da misyon yaptım. 25 kişiyi öldürdüm. Onları insan olarak görmüyordum’ sözleri toplumsal medyada Aka yankı uyandırdı.
PRENS HARRY’İ YERDEN YERE VURDU
Tüm dünyada Aka bir skandala dönüşen açıklamaların akabinde TBMM Lideri Mustafa Şentop, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun düzenlediği ’21’inci Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği’ isimli uluslararası konferansta bahse ait değerlendirmede bulundu. Prens Harry’nin bu davranışına reaksiyon gösteren Şentop, şöyle konuştu:
“İngiliz Kraliyet Ailesi’nden istifa eden, ayrılan prensin otobiyografik bir kitabı çıkıyor. O kitaptan kimi kısımlar basına sızdı. Orada bir yerde ‘Afganistan’da vazife yaptım. 25 kişiyi öldürdüm. Onları insan olarak görmüyordum. Şayet insan olarak görsem zati öldüremezdim. Onları insan olarak görmememiz konusunda eğitim aldık’ diyor. Bu genç, ak Avrupalının bir görüşü değil yalnızca, keşke o denli olsa. Bu bir kültürü, bir yaklaşımı, bir anlayışı Anlatım ediyor. Avrupalı ak bir insan Afganistan’da yaşayan 25 insanın insan olmadığına karar veriyor, kendisini ikna ediyor, onları öldürebiliyor ve bundan hiç utanç duymadığını Anlatım ediyor. Temel problemimiz; insan haklarıyla ilgili ne yazarsak yazalım, hangi kurumları oluşturursak oluşturalım, Temel problemimiz bir paradigma problemi. Biz, dünyada yaşayan 8 milyon şahıs hangi Deri rengine, hangi inanca, hangi ırka sahip olursak olalım, her birinin başkasıyla tam manasıyla, gerçek manada hukuk konusunda eşit olduğunu kabul etmek ve zihnimizi, kültürümüzü de paradigmamızı da bunun üzerine oturtmamız gerekir. Bunu yapmadığımız taktirde globalleşen bir dünyada gerçek manada insan hakları uygulamasını yerleştirebilmek Muhtemel olmaz”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:
Doktor Öğretim Üyesi Ömer Akgül anlatıyor! cemiyet ve ruh sıhhati hakkında bilinmeyenler…
Yorum Yok