İlk şekilde iç konuşmanın ne olduğunu açıklamalıyız. Kendiniz beraberinde her gün yaklaşık şeklinde dakika da 150 ila 300 kelime arası değişmek üzere 50000 kelime konuşmaktasınız. Bu kelimeleri de okurken, birebir anda kendisiniz beraberinde de bir diyalog durumundasınız. Bir yandan bu metnin sizlerde bırakabileceği bazı etkileri düşünüyorken bir yandan da yazıyı okumaktasınız. Bunlara ek olarak bir yandan da bu güne yapmanız gerekmekte olan şeyleri, kaygıları düşünüyorsunuz ve bunlar sizlerin dikkatinizi dağıtıyor. İç konuşma durumu beynin bilinçli bölgesinde meydana gelmektedir.
Çok bireyin bilincinde dahi olmadı bu husus ise iç konuşmalarımızın bilinçaltımıza verilen komutlar olduğudur. Bilinçaltımızın görev zihnimizin bilinçli bölgesi tarafınca verilen emirleri taşımaktır. Bilinçaltımız gün içinde 24 saat haftada ise 7 gün süresince bizlerin şahsi şeylerimize amade durumdadır.
Denizi geçmekte olan bir gemiyi hayal edin ve geminin kaptanı yüksek ses beraberinde emirlerini söylemektedir ve tayfa da bunları gene getirmektedir. Tayfaların içeride, geminin nereye gittiğini, ne beraberinde karşı karşıya kalacağını bilmemekte olan bu görevleri yapmış olduklarını hayal edin. Kaptan bilinci, tayfa da bilinçaltını simgelemektedir. nihayetinde özetle kaptan ne derse tayfa yalnızca emri yerine getirir.
Bilinç Altı Arasındaki İlişki
Tayfa geminin kötü bir noktaya doğru mu gittiğini ya da diğer bir gemi beraberinde çarpışıp çarpışmayacağını katiyen bilemezler. Gemi örneği bilinç ve bilinç altı arasında var olan ilişkiyi bize iyi olarak sunmaktadır. Bunlar bir akıl değildir birebir aklın iki öğesidir biçiminde açıklayabiliriz.
Lakin kendisinize sürekli isimleri hatırlayamıyorum, işlerim iyi gitmiyor, param hiç olmayacak biçiminde derseniz sizler daha farkına varmamaktadır bilinçaltınıza yöneltilen talimatlar biçiminde karşınıza çıkmaktadır. Bilinç altınızın görevi de hiç olarak durmadan bu talimatları gerçekleştirmektir ve bu talimatların bizim açımızdan iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olup olmadığını bilmediği için ortaya negatif durumlar çıkabilmektedir.
Bir İnanç İle Dünyaya Gelmedik
Bizler dünyaya bir inanç kapsamında, bir tutum kapsamında ya da bir fikir beraberinde gelmemiş bireyleriz. Bizler boş birer gemiydik. Solcu ya da sağcı değildir. Takım tutmuyorduk. Ailemiz ve çevremizden aldığımız bilgiler ile kendimiz beraberinde ilgili görüşlerimiz değişti. 6 yaşımıza geldiğimizde ise bizler beraberinde ilgili erken dönemlerinde görüşlerimiz oluşmuştu dahi. Bu sebepten bu güne kadar bu yazımızı okuyana kadar bir şeylerin farkında değildiniz belki de ancak bu saatten sonrasında nihayetinde farkındasınız ve kendisinizi bilinçaltınıza ne şekilde düşünürseniz öyle olursunuz. Düşüncelerinizi istediğiniz yolda değiştirin ve ben yapamam yerine ya da ne şekilde yapabilirim yerine ben bunu yapacağım demelisiniz.
Yorum Yok